OSMANLICA EĞİTİM VE KÜLTÜR DERGİSİ MAYIS 2025

  • 0.0 Yorum var.
  • Ürün Kodu : 04 02 25 05
  • Marka : SÜEDA

  • Toplam Fiyat
  • Fiyatı
    24,00 TL + KDV
  • Adet :
  • Çevirmen
  • Yayın Tarihi
  • ISBN
  • Baskı Sayısı
  • Dil
  • Sayfa Sayısı
  • Cilt Tipi
  • Kağıt Tipi
  • Boyut
  • Aynı Gün Kargo
  • En Ucuz Ürün
  • Fırsat Ürünü
  • Hediyeli Ürün
  • Hızlı Kargo
  • İndirimli Ürün
  • Özel Ürün
  • Sınırlı Sayıda
  • Şok fiyatlı
  • Yeni Ürün
  • Ücretsiz Kargo

حضورڭ انشا ايديلديگي مدنيت

عثمانلي، يالڭزجه  بر دولت دگل؛ عدالتله ، باريشله  و برلك روحيله  شكللنمش كوكلي بر مدنيتدي. عرق، دين، ديل فرقي كوزتمدن هركسه  حضور ويرن بر دوزن قورمشدي. چونكه  عثمانليده  هركسڭ اللّٰهدن امين اولمسي اساسدي. بو آڭلايش، طوپلومڭ هر طرفنده  عدالتله  قارشيلاشمه  كوگنني نتيجه  ويرييوردى.

شهرلر ساده جه  طاشله  دگل؛ كوگن، قومشولق و سلامله  انشا ايديليردي. بر يهودينڭ مالي، بر مسلمانه ؛ بر ارمنينڭ جاني، بر توركه  امانت صاييليردي. ”قومشوڭ آچكن طوق ياتما“ سوزي، ساده جه  بر اخلاقي توصيه  دگل؛ اسلامڭ امري و كونلك حياتڭ واز كچيلمز بر قوراليدي.

عدالت، كيمسه يه  آيريجه لق طانيمازدي. قانون، پادشاه ايچون نه يسه ، خلق ايچون ده  اويدي. قاضي أوڭنده  هركس اشيتدي. چونكه  عدالت، ساده جه  دنيوي بر دوزن دگل، آخرت مسئوليتنڭ ده  بر پارچه سيدي.

عثمانليده  باريش، ساده جه  قيليچلرڭ قيننده  اولمسي دگلدي؛ كوڭللرڭ بربرينه  آچيق اولمسيدي. قلبلرده كي سكونت، صوقاقلرده كي حضور، انسانلرڭ بربرينه  دويديغي حرمتله  بسلنيردي. هركس اينانجنده  سربستدي؛ فقط بو أوزكورلك، باشقه سنڭ حقّنه  صايغي كوسترمكله  دنكه لنيردي. اينانجلر آراسي صايغي، يالڭزجه  بر خوش كورو بيچيمي دگل، برلكده  ياشامه نڭ تمليدي.

برلك ايسه ، فرقليلقلري يوق صايمق دگل؛ اونلري زنكينلك اولارق قبول ايتمكدي. انسانلره  ”سنڭ قراقترڭ، اخلاقڭ ناصل؟“ صوروسيله  باقيليردي. دگر، طيش كورونوشدن دگل؛ داورانيش، اييلك و درستلكدن قايناقلانيردي. تبسّم، سلام و اكرام عثمانلي انساننڭ اورتاق ديليدي.

بو يوزدن انسانلر، قاپيلرينى كليدله مه دن اويور؛ صوقاقده  اشياسني بيراقير؛ احتياج صاحبنه  چكينمدن يارديم ايدردي. چونكه  بو مدنيت، بربرندن امين اولمه نڭ نه  ديمك اولديغني دنيايه  كوسترمشدي.

بوكون، بطون ديوارلر آراسنده  حضوري آراركن؛ عثمانلينڭ طاش ديوارلرنده  قونوشان عدالتي، كوڭللرده  ياشايان سكوني خاطرلايورز. بلكه  ده  بو يوزدن، تاريخي بر چشمه نڭ باشنده  طورديغمزده  يا ده  بر جامع آولوسنده  كوگه  باقديغمزده  ايچمزه  طولان او درين كوگن دويغوسي بزه  شوني فيصيلدييور:

”مدنيت طاشده  دگل، قلبده در. قلبلري احيا ايتديگمزده ، أوزلنن مدنيتي ده  يڭيدن انشا ايده جگز.“

HUZURUN İNŞA EDİLDİĞİ MEDENİYET

Osmanlı, yalnızca bir devlet değil; adaletle, barışla ve birlik ruhuyla şekillenmiş köklü bir medeniyetti. Irk, din, dil farkı gözetmeden herkese huzur veren bir düzen kurmuştu. Çünkü Osmanlı’da herkesin Allah’tan emin olması esastı. Bu anlayış, toplumun her tarafında adaletle karşılaşma güvenini netice veriyordu.

Şehirler sadece taşla değil; güven, komşuluk ve selamla inşa edilirdi. Bir Yahudi’nin malı, bir Müslüman’a; bir Ermeni’nin canı, bir Türk’e emanet sayılırdı. “Komşun açken tok yatma” sözü, sadece bir ahlaki tavsiye değil; İslam’ın emri ve günlük hayatın vazgeçilmez bir kuralıydı.

Adalet, kimseye ayrıcalık tanımazdı. Kanun, padişah için neyse, halk için de oydu. Kadı önünde herkes eşitti. Çünkü adalet, sadece dünyevî bir düzen değil, ahiret mesuliyetinin de bir parçasıydı.

Osmanlı’da barış, sadece kılıçların kınında olması değildi; gönüllerin birbirine açık olmasıydı. Kalplerdeki sükûnet, sokaklardaki huzur, insanların birbirine duyduğu hürmetle beslenirdi. Herkes inancında serbestti; fakat bu özgürlük, başkasının hakkına saygı göstermekle dengelenirdi. İnançlar arası saygı, yalnızca bir hoşgörü biçimi değil, birlikte yaşamanın temeliydi.

Birlik ise, farklılıkları yok saymak değil; onları zenginlik olarak kabul etmekti. İnsanlara “Senin karakterin, ahlakın nasıl?” sorusuyla bakılırdı. Değer, dış görünüşten değil; davranış, iyilik ve dürüstlükten kaynaklanırdı. Tebessüm, selam ve ikram Osmanlı insanının ortak diliydi.

Bu yüzden insanlar, kapılarını kilitlemeden uyur; sokakta eşyasını bırakır; ihtiyaç sahibine çekinmeden yardım ederdi. Çünkü bu medeniyet, birbirinden emin olmanın ne demek olduğunu dünyaya göstermişti.

Bugün, beton duvarlar arasında huzuru ararken; Osmanlı’nın taş duvarlarında konuşan adaleti, gönüllerde yaşayan sükûnu hatırlıyoruz. Belki de bu yüzden, tarihî bir çeşmenin başında durduğumuzda ya da bir cami avlusunda göğe baktığımızda içimize dolan o derin güven duygusu bize şunu fısıldıyor:

“Medeniyet taşta değil, kalptedir. Kalpleri ihya ettiğimizde, özlenen medeniyeti de yeniden inşa edeceğiz.”

* Yorum eklemek için Üye Girişi yapınız.
Pozitif Oran 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00