پازارڭ آغاسي كيم؟
اسلام حقوقنده آليش- ويريشده قارشيلقلي رضا اساس آلينمشدر. پيغمبر افنديمز ياشانان غدا صيقينتيسي سببيله فيئاتلرڭ صينيرلانديريلمه سي طلبلريني، صاتيجيلرڭ حقوقي نقطه سنده كري چويرمشدر. بونڭله برلكده صوڭره لري هم صاتيجينڭ هم ده قامونڭ حقوقي كوز أوڭنده بولونديريلارق نرخ اويغولامه سنه كيديلمشدر. بونڭ ده شويله زمانلرده اولابيله جگي آڭلاشيلمقده در:
١. مال ويا خدمتلرڭ قامويه ضرر ويره جك قدر (حنفيلره كوره غبن فاحش بويوتلرنده ) بهالانديريلمه سي.
٢. سوز قونوسي مال ويا خدمتلره عمومي احتياج دويولمسي. ٣. دولتڭ قامو مصلحتنى جبري نرخدن باشقه بر يوڭتمله كرچكلشديره مه مسي. ٤. بهاليلغڭ أورتيجي ويا صاتيجيلرڭ سپكولاسيونندن قايناقلانمسي. ٥. نرخ اويغولامه سنڭ عرضڭ قيصيلمسيله صوڭوچلانماياجق اولمسي. ٦. حقّانيت ايجابي كرك اصناف و تجّار كركسه اوزمانلر آراسندن سچيله جك عدالت و امانت صاحبي بيلير كيشيلرله استشاره ايديلمسي. ٧. أورونده قاليته ، خدمتده اوزمانلق فرقلرينڭ دقّته آلينمسي. ٨. ”ضرر و ضررله مقابله يوقدر“ ايلكه سي كرگي هم صاتيجيلرڭ هم آليجيلرڭ يارارينڭ كوزتيلمسي، معقول بر كار پايي بيراقيلارق طرفلرڭ رضالرينڭ صاغلانمسي. ٩. يتكيليلرڭ عدالت صفتي طاشيمه سي. بونلره نرخ قوراللرينڭ قانونله دوزنلنمسي كرك قيمت تقديري كركسه ايشلم حقّنده يارغي يولونڭ آچيق طوتولمسي.
كلڭ بر ده بهلول دانا حضرتلرينڭ پنجره سندن باقالم:
بهلول دانا حضرتلري بر كون هارون رشيددن بر وظيفه ايستر، او ده پازار آغالغنى ويرر. بهلول پازاره كيدر، بر فرونده كي اكمكلري طارتار، اكسيك اولديغني كورنجه مال صاحبنه حال خاطرينى صورار. آدم هر شيدن شكايتجيدر.
باشقه بر فرونده ده عينیسني ياپار، غراماژلرڭ تام، حتّی فضله اولديغني كورور، اوڭا ده صورار، او ده غايت ممنونانه بيانده بولونور.
بهلول بونڭ أوزرينه هارون رشيده كلوب يڭي وظيفه ايسته ينجه ، ”بهلول داها دمين وظيفه ويردك سڭا، نه چابوق بيقدڭ؟“ دير. بهلول ده ، ”افنديمز چارشي پازارڭ آغاسي وارمش. بندن أوڭجه اكمكلري طارتمش، وجدانلري طارتمش، بوڭا كوره هركس حسابنى أوده مش، بڭا احتياج قالمامش.“ دييه جواب ويرر.
PAZARIN AĞASI KİM?
İslam hukukunda alış-verişte karşılıklı rıza esas alınmıştır. Peygamber Efendimiz yaşanan gıda sıkıntısı sebebiyle fiyatların sınırlandırılması taleplerini, satıcıların hukuku noktasında geri çevirmiştir. Bununla birlikte sonraları hem satıcının hem de kamunun hukuku göz önünde bulundurularak narh uygulamasına gidilmiştir. Bunun da şöyle zamanlarda olabileceği anlaşılmaktadır:
1. Mal veya hizmetlerin kamuya zarar verecek kadar (Hanefilere göre gabn-i fâhiş boyutlarında) pahalandırılması.
2. Söz konusu mal veya hizmetlere umumi ihtiyaç duyulması.
3. Devletin kamu maslahatını cebrî narhtan başka bir yöntemle gerçekleştirememesi.
4. Pahalılığın üretici veya satıcıların spekülasyonundan kaynaklanması.
5. Narh uygulamasının arzın kısılmasıyla sonuçlanmayacak olması.
6. Hakkaniyet icabı gerek esnaf ve tüccar gerekse uzmanlar arasından seçilecek adalet ve emanet sahibi bilirkişilerle istişare edilmesi.
7. Üründe kalite, hizmette uzmanlık farklarının dikkate alınması.
8. “Zarar ve zararla mukabele yoktur” ilkesi gereği hem satıcıların hem alıcıların yararının gözetilmesi, makul bir kâr payı bırakılarak tarafların rızalarının sağlanması.
9. Yetkililerin adalet sıfatı taşıması. Bunlara narh kurallarının kanunla düzenlenmesi gerek kıymet takdiri gerekse işlem hakkında yargı yolunun açık tutulması gibi bazı kayıtlar da eklenebilir.
Gelin bir de Behlül Dânâ Hazretlerinin penceresinden bakalım:
Behlül Dânâ Hazretleri bir gün Harun Reşid’den bir vazife ister, o da Pazar ağalığını verir. Behlül pazara gider, bir fırındaki ekmekleri tartar, eksik olduğunu görünce mal sahibine hâl hatırını sorar. Adam her şeyden şikayetçidir.
Başka bir fırında da aynısını yapar, gramajların tam, hatta fazla olduğunu görür, ona da sorar, o da gayet memnunane beyanda bulunur.
Behlül bunun üzerine Harun Reşid’e gelip yeni vazife isteyince, “Behlül daha demin vazife verdik sana ne çabuk bıktın?” der. Behlül de, “Efendimiz çarşı pazarın ağası varmış. Benden önce ekmekleri tartmış, vicdanları tartmış, buna göre herkes hesabını ödemiş, bana ihtiyaç kalmamış.” diye cevap verir.