İRFAN MEKTEBİ DERGİSİ TEMMUZ 2021

  • 0.0 Yorum var.
  • Ürün Kodu : 04 03 21 07
  • Marka : SÜEDA

  • Toplam Fiyat
  • Fiyatı
    3,00 TL + KDV
  • Adet :
  • Çevirmen
  • Yayın Tarihi
  • ISBN
  • Baskı Sayısı
  • Dil
  • Sayfa Sayısı
  • Cilt Tipi
  • Kağıt Tipi
  • Boyut
  • Aynı Gün Kargo
  • En Ucuz Ürün
  • Fırsat Ürünü
  • Hediyeli Ürün
  • Hızlı Kargo
  • İndirimli Ürün
  • Özel Ürün
  • Sınırlı Sayıda
  • Şok fiyatlı
  • Yeni Ürün
  • Ücretsiz Kargo

KAPIYI AÇAN DA KİLİTLEYEN DE AYNI ANAHTARDIR

Hayat ne kadar karmaşık, problemli ve sıkıntılı gözükse de bazen sözde basit fakat kıymet olarak önemli bir cümle bütün aksayan şeyleri öncelikle psikolojik, sonra da buna bağlı olarak diğer taraflarıyla ilaç, çözüm olabilmektedir.

Aynı durum tam aksi yönde de hareket edebilmektedir. Nihayetinde kapıyı açan da kilitleyen de aynı anahtardır.

İşte burada kilit nokta yani anahtar, insandır. Onun da anahtarı insanın kendisini tanıması, bilmesi, ne işe yaradığını fark etmesi, dünyada bulunma sebebini tespiti ve ona göre hareket etmesidir.

Evet, cümleler güzel de gerçekten ne anlatıyor kısmı anlaşılsa elbette daha iyi olacak. Birkaç gündür dergi ortamında da konuşuyoruz arkadaşlarla. Dönüp dolaşıp buralara geliyor sözler. Yani kiminle konuşsanız iyi veya kötü yönde en temelde birkaç cümle var, bütün anlattıklarının temelinde; hayatının özeti ve hayata bakış açısının temel noktası hükmünde.

Bu meseleyi Behül Dana Hazretlerinin hayatındaki şu kıssa ile anlatsam güzel olur kanaatim. Bana fayda veriyor, ümit ederim sizin için de faydalı olur.

*

Behlül Dânâ, bir gün Hârûn Reşîd’den bir vazife istedi. Halîfe Reşîd de ona çarşı pazar ağalığını verdi. Behlül hemen işe koyuldu. İlk olarak bir fırına gitti. Birkaç ekmek tarttı; hepsi de normal gramajından noksan geldi. Dönüp fırıncıya sordu:

- Hayatından memnun musun, geçinebiliyor musun, çoluk-çocuğunla ağzının tadı var mı?

Adam sorulan her suale olumsuz cevap verdi. Behlül hiçbir şey demeden oradan ayrıldı ve başka bir fırına gitti. Orada da birkaç ekmek tarttı ve gördü ki bütün ekmekler olması gerekenden fazla geliyor, eksik gelmiyor. Aynı soruları bu fırının sahibine de sordu ve her soruya müspet cevap aldı.

Bundan sonra başka bir yere uğramadan doğru Harun Reşid’in huzuruna çıktı ve yeni bir vazife istedi. Harun Reşid,

- Behlül, daha ne kadar zaman oldu sana vazife vereli, ne çabuk bıktın, dedi.

Behlül durumu şöyle açıkladı:

- Çarşı pazarın ağası varmış! Benden önce ekmekleri tartmış, vicdanları tartmış, buna göre herkes hesabını ödemiş, ceza ve mükâfatları verilmiş, bana ihtiyaç kalmamış.

*

Dönüp kendime sorduğumda da olumsuz cevaplar aldığım oluyor. Biliyorum ki, bu benden kaynaklı. O zaman önce kendime bakıp hatalarımı aramaya çalışıyorum. Ta ki gerçek çözüm olsun.

Değilse ağızdan çıkan bütün sözler bir suçlu arıyor. Öznesi ben olduğum hadiselerde velev ki başkalarının da dahli ve suçu olsa bile, ben kendime ait olanı bulamayacak tarzda dışa dönük çözüm ararsam ancak suçlu bulurum. O an rahatlarım belki fakat huzursuzluk hep devam edecektir.

Kendimdeki meseleyi çözüp velev ki suçlu bulamasam da huzur benimle olur.


 =>DERGİYE ABONE OLMAK İÇİN TIKLAYIN...

* Yorum eklemek için Üye Girişi yapınız.
Pozitif Oran 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00