İRFAN MEKTEBİ DERGİSİ ŞUBAT 2023

  • 0.0 Yorum var.
  • Ürün Kodu : 04 03 23 02
  • Marka : SÜEDA

  • Toplam Fiyat
  • Fiyatı
    7,00 TL + KDV
  • Adet :
  • Çevirmen
  • Yayın Tarihi
  • ISBN
  • Baskı Sayısı
  • Dil
  • Sayfa Sayısı
  • Cilt Tipi
  • Kağıt Tipi
  • Boyut
  • Aynı Gün Kargo
  • En Ucuz Ürün
  • Fırsat Ürünü
  • Hediyeli Ürün
  • Hızlı Kargo
  • İndirimli Ürün
  • Özel Ürün
  • Sınırlı Sayıda
  • Şok fiyatlı
  • Yeni Ürün
  • Ücretsiz Kargo

EY AZİZ MİSAFİR!

Ehl-i gönül bir zat rüyasında dünyayı görmüş. Gördüğü dünya bir kuşa benziyormuş. Bu kuşun gagası yamuk, kuyruk tüyleri de yolukmuş. Sormuş, “Nedir bu halin?” diye. Dünya da şöyle cevap vermiş.

Bir kısım insanlar benim peşimden koşarlar. Tam yetiştik, ondan bir şey aldık diyecekken alamazlar, belki kuyruğumdan birkaç tüy düşer nasiplerine. Bu yüzden kuyruğum yoluktur.

Bazılarının ise, ben onların peşinden koşarım. Tam onları yakalayacakken bir tekme atarlar, yine arayı açarlar. Bu yüzden de gagam yamuktur.

Geldik, gidiyoruz. Bizden önce pek çok gelip gidenler de oldu. Bizden sonra da kıyamete kadar bu geliş ve gidişler olacak. Bundan anlaşılan o ki dünya kalınacak değil, uğranılacak yerdir.

Mesele şu ki biz rüyanın neresindeyiz?

Aslında o da değil, vakit uyanma vaktidir. Rüyayı değil, hakikati fark etme, anlama ve yaşama zamanıdır. İsa Aleyhisselama atfedilen bir söz var: İkinci defa doğmayanlar hakiki iman etmiş olmazlar. Mesele biyolojik değil, şuurdur. Bunun için insan akil-baliğ olana kadar dinen mesul tutulmaz. Ne zaman ki şuuru yerine gelir, o zaman “mesulsün” denir.

Bizim sabavet dönemimiz ne zaman bitecek? Akil baliğ olduğumuzun ve mesuliyet-metremizin başladığının farkında olarak merhun vakte kadar devam edecek ömür dakikalarını olması gereken vazifeye ne zaman tevcih edeceğiz?

Dikkat! Ömür geçiyor…

Dünyanın ucundan yakaladığımız kuyruk tüyleriyle mi avunacağız, yoksa gagasına basıp kendimizi ileriye atacak, ahiret yurduna taşıyacak amellerle mi hemhal olacağız?

İçeriye aldığımız bir metinde şöyle deniliyor: “Dünya, ya bir kevkibe-i i’tiladır, ehl-i ihtişamın rüûs-ı tavaliine doğar veya bir sihr-i ibtiladır, ehl-i zevki aşk fitne-engiz ile oyalar.”

Farkında olursak dünya bizi farkındalığımızın dünyasına taşıyabilir. Nihayetinde at, sahibine göre kişner. Yok, dünyaya hasr-ı nazar eder, ipini boynuna atar, onun istediği yere gidecek olursak vay halimize…

Hem denilmiş, dünya sevgisi bütün hataların başıdır.

Amma şu da denilmiş: Dünyanın üç yüzü var. Biri, Allah’ın esmasına bakar. Bütün varlıklar kudret kalemiyle yazılmış mektuplardır, manasını okuyana marifetullah vardır. Bir yüzü ahirete bakar. Dünya ahiretin tarlasıdır. Burada ne ekersen, ahirette onu biçersin. Her türlü gideceksin, ya cennete ya da cehenneme. Üçüncü yüz ise dünyanın kendisine bakar. Geçici lezzetlerine, nefse hoş gelen çirkin yüzüne…

Dünya bir kitaptır…

Okunması, anlaşılması ve ona göre hareket edilmesi gereken bir kitap. İşaretler gözümüzün önündedir. Fakat bakış açısı. İşte o bakış açısı, her şeyi belirleyen husus olacaktır. Burada da şu cümle bizi karşılayacak ve “bu zamanda insanları en çok meşgul eden üç şeyden birisi felsefedir” diyecektir. “Bana göre böyle…” cümleleri güya yönümüzü belirleyecek, istikametimizi şaşırtacaktır.

O zaman şu cümle finalimiz olsun. Zihin ve kalbimize yer etsin ve farkındalığımıza katkı sağlasın:

“Bu fâni dünyadan çıkacaksın. Öyle ise aziz olarak çıkmaya çalış.”

* Yorum eklemek için Üye Girişi yapınız.
Pozitif Oran 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00