Birbirinizle Çekişmeyin
Kışın bu soğuk atmosferinde üç ayların gelişiyle manevi sımsıcak bir iklime giriş yaptık. Sadece mevsim şartları değil, dünyanın genel havasındaki problemlerle yaralı olarak, özellikle Müslüman coğrafyada yaşanan sıkıntıların hepimizi paraladığı, üzdüğü şu zamanda üç ayların manevi iklimi hepimize iyi gelecek ümidindeyim.
Zira 24 Temmuz 2020’de Ayasofya’nın cami olarak yeniden açılması ve müminleri kuşatmasıyla başlayan sevincimiz ve ümidimiz, 8 Aralık 2024’te Şam’ın zalimlerin zulmünden kurtuluşa yelken açmasıyla daha da kuvvetlendi. Şimdi gözler, Bilad-ı Şam içinde kalan ve özgürlüğü bütün dünyanın barış ve selametine kapı açacak olan Kudüs’e dikildi. Zira Kudüs’e giden yol, Şam’dan geçmektedir…
Bütün bunlar olurken bize bakan ve üzerimize vazife bir şey vardır ki o da birlik ve beraberliğimize kuvvet verecek hali kuşanmaktır.
“Enbiyanın ekseri şarkta ve hükemanın ağlebi garpta gelmesi kader-i ezelînin bir remzidir ki, Şarkı ayağa kaldıracak din ve kalptir” diyen Bediüzzaman Hazretleri, "Eğer biz ahlâk-ı İslâmiyenin ve hakaik-i imaniyenin kemalâtını ef’âlimizle izhar etsek, sair dinlerin tâbileri elbette cemaatlerle İslamiyet’e girecekler. Belki, küre-i arzın bazı kıtaları ve devletleri de İslamiyet’e dehalet edecekler.” diyerek sorumluluğumuza dikkat çekmiştir.
Ehl-i gaflet ve dünya, hatta dalalette gidenler rekabetsiz ittifak edebildikleri halde, ehl-i hak, ashab-ı diyanet neden ihtilaf ediyorlar sualine karşı da; dalalet ehli her ne kadar yanlışta olsa da haksız davalarında gösterdikleri ihlas ve samimiyet, birlik ve beraberliğe verdikleri kuvvetin onları muvaffakıyete taşıdığını; zira ihlas ile kim ne isterse Allah’ın vereceğini; bizde ise Allah’a itimatla diğerine ihtiyaç hissetmemek, belki enaniyet ve hodgamlık devreye girerse kendini haklı, karşı tarafı haksız görmekle araya ihtilaf ve rekabetin gireceğini, bunun da ihlası kaçırmakla beraberliğimizi zir ü zeber edeceğini söylemektedir.
Rabbimiz Enfal 46’da “Allah'a ve Resulüne itaat edin; birbirinizle çekişmeyin, sonra içinize korku düşer de (size heybet veren) rüzgârınız (kuvvetiniz) gider.” buyurmaktadır.
Demem o ki bu kutlu yürüyüşte hem ülkemizde hem de inşallah tüm Müslümanlar olarak Kur’an ve Sünnet etrafında bir ve beraber olarak Kudüs’ün kurtuluşunu da bütün dünyanın selamete erdiğini de hep beraber görebiliriz, ömrümüz varsa…
Evet, bütün insanlık tarihi boyunca ittifak ve ihtilaflar belirlemiştir ahval-i alemi. Bütün idareler iradelerini bunun üzerine teksif etmiştir. Devletler buna para harcamış, insanlar bu uğurda canlarından geçmişlerdir. Çünkü birlik ve beraberlik medeni-i bittab olan insanın fıtratında vardır.
Geliniz, koca Sultan Yavuz’a kulak kesilelim ve bir de onun o güçlü sesiyle söyleyelim:
“Milletimde ihtilâf u tefrika endîşesi
Gûşe-i kabrimde hattâ bî-karâr eyler beni
İttihâd oldu hücûm-ı hasmı def’e çâremiz
İttihâd etmezse millet dâğdâr eyler beni.”