İRFAN MEKTEBİ DERGİSİ NİSAN 2020

  • 0.0 Yorum var.
  • Ürün Kodu : 04 03 20 04
  • Marka : SÜEDA

  •  
  • Toplam Fiyat
  • Fiyatı
    2,40 TL + KDV
  • Adet :
  • Çevirmen
  • Yayın Tarihi
  • ISBN
  • Baskı Sayısı
  • Dil
  • Sayfa Sayısı
  • Cilt Tipi
  • Kağıt Tipi
  • Boyut
  • Aynı Gün Kargo
  • En Ucuz Ürün
  • Fırsat Ürünü
  • Hediyeli Ürün
  • Hızlı Kargo
  • İndirimli Ürün
  • Özel Ürün
  • Sınırlı Sayıda
  • Şok fiyatlı
  • Yeni Ürün
  • Ücretsiz Kargo

MUSİBETLER GELİR, GEÇER; KALANA BAKMAK LAZIM

Dünya bir imtihan meydanı, bizler de bu imtihanın muhataplarıyız. İnsanlık tarihi boyunca pek çok hadiseler yaşanmış, iyiler ve kötüler, iyilikler ve kötülükler, iyi ve kötü neticeler kendini göstererek devam edegelmiştir.

Tarihi ve sosyolojik olarak baktığımızda bunlar üzerinden çok şeyler söyleyebiliriz muhakkak. Fakat tüm bunların ortasında ve odak noktasında insan ve imanı vardır. Zira bütün dinler, insanın dünyada varlık sebebini, Rabbini bulması ve ona itaat ve ibadet etmesi olarak beyan etmiş ve Peygamberler kendi hayatlarında yaşamakla beraber tabilerine de bunu emretmiştir. Hem insanlık tarihi boyunca iman ve itaat edenlerin dünya ve ukbada rahat ve huzurlu olduğu tarihçe ve hakikatçe sabittir.

Bugün vuku bulan hadiselerin sadece zahirini okuyarak değerlendirmek yeterli değildir. Evet, bir virüs salgını var ve gözüken o ki pek çok kimse bundan etkilenecek. Bu gibi durumlar, imtihana dâhil ve umuma bakan musibetlerdir. Böyle zamanlarda tedbir esastır. Üzerimize düşenleri yaptıktan sonra tevekkül yani Allah’a sığınmak ve ahvalimizi güzel hale çevirmesini Rabbimizden dua ve talep etmektir.

Bu gibi zamanlar, bir taraftan insanların ne olup olmadıklarını anlama zamanlarıdır. Ebubekir (ra) ruhlularla Ebu Cehil ruhluların ayrıştığı vakitlerdir. Kim, nasıl tepki veriyor, hadisatı nasıl yorumlayıp nasıl tavır sergiliyor anlaşıldığı dönemlerdir. Diğer taraftan bu zamanlar imanı açığa çıkaran, imani alt yapıyı gösteren, kim imtihanın neresinde puanını veren süreçlerdir.

Garip gelmesin, bu bahsi geçen söylem ve tavırlar sadece geçmişte yaşanmış şeyler değildir. Biz, bize dayatılan ve o şekilde kabul etmemizi beklenilen bir dünyada yaşar olduk maalesef. Yeri geldiğinde Müslümanca tavır sergilemekten çekinir psikolojilere büründüğümüz dönemleri yaşıyoruz bir taraftan. Her meselede dinsiz söylemlerin rahat konuşulduğu, fakat imani alt yapıyla söylenen sözlerin sözüm ona ayıplanır ya da çağ dışı görülerek aşağılanır olduğu tablolarla karşılaşıyoruz.

Zor zamanlarda çalışıp insanlara fayda üreten personellere moral olması için balkonlardan onları alkışlamak ne kadar insani görülüyorsa, minarelerden dua edilmesi de o kadar fıtri olduğunu anlamak zorundayız. El yıkamayı tavsiye ederken, aslında beş vakit namaz ve abdestinin nasıl önleyici bir tedbir olduğunu Müslüman bir toplumda kendisine Müslüman diyen insanlara söyleyebilmeyi normal karşılamalıyız.

Hepsinden öte, her şeyin sahibi olan Allah’ın taht-ı tasarrufunda devam eden hadiselerin, bizi Allah’a yönlendirmesi ve başta tövbe istiğfar olarak ibadet halini kazanmamızın zorunlu olduğunu aklen ve kalben kabul etmek mecburiyetindeyiz. Aksi takdirde neler olduğunu görmek için geriye dönüp bakmak yeterli oalcaktır.

İslam’ın içerisinde dünyevi tedbirlerin hepsi vardır ve Resulüllah (sav) hayatında tatbik etmiş ve ümmetine tavsiye etmiştir. Fakat biz dünyamızdan İslami olan şeyleri çıkarmaya doğru hareket eder, hatta böyle zamanlarda tavrımızı İslam’a düşmanlık olarak sergilemeye çalışırsak, bundan sadece içimizdeki beyinsizler değil, hepimiz zarar görürüz. Musibetler umumidir.

Öyle de olsa bizler yine Rabbimize sığınacak, elimizden gelen tedbirler ne ise yapacak, fakat tövbe-istiğfar ve dua-tevekkül istikametinde yol alacağız. Dua edelim ki Rabbimiz pahalıya satmasın bizlere. Musibetler gelir, geçer. Geriye bizim tavrımız, konuşmalarımız, sevap ve günahlarımız kalır.


* Yorum eklemek için Üye Girişi yapınız.
Pozitif Oran 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00