OSMANLICA EĞİTİM VE KÜLTÜR DERGİSİ MAYIS 2016

  • 0.0 Yorum var.
  • Ürün Kodu : 04 02 16 05
  • Marka : SÜEDA

  •  
  • Toplam Fiyat
  • Fiyatı
    1,20 TL + KDV
  • Adet :
  • Çevirmen
  • Yayın Tarihi
  • ISBN
  • Baskı Sayısı
  • Dil
  • Sayfa Sayısı
  • Cilt Tipi
  • Kağıt Tipi
  • Boyut
  • Aynı Gün Kargo
  • En Ucuz Ürün
  • Fırsat Ürünü
  • Hediyeli Ürün
  • Hızlı Kargo
  • İndirimli Ürün
  • Özel Ürün
  • Sınırlı Sayıda
  • Şok fiyatlı
  • Yeni Ürün
  • Ücretsiz Kargo
Mayıs Ayı Editör Yazısı

İstanbul'a Vize Uygulanır mı?

Şehirler insanlarla, insanlar şehirlerle büyür. Sadece bina ve araç olmadan önce şehirler; sığındığımız, korunduğumuz, kendimizi, kültürümüzü ve inancımızı verdiğimiz mekânlardı. Medeniyet denildiğinde ilk hatıra gelen ve isimleri hala yaşayan nice şehirlerle doluydu tarihimiz.

Mezopotamya, Harran, Şam, Mısır, Mekke, Medine, İstanbul, Endülüs ve hakeza… İnsanları ve içindekileri büyüten şehirler. Medeniyete medinelik yapmış mütemeddin mekânlar. Önce toplayan, sonra yayan mübelliğler. Kendine çekip, kendini şekillendirip, teşkil ettikleriyle aktar-ı âleme sümbül eken ve taşıyan merkezler.

Şehir bir başka anılırdı eskiden. Medineye gitmek medeniyete, huzur ve sükûna, ilim ve aşka taşınmak demekti. Bir okuldu şehirler. Birer ilim merkezi. Sanat demekti bir tarafıyla. Bir tarafıyla emek ve üretkenlik ve dahi terakki demekti. Merkez demekti ilme, irfana, sanata, aşka, imana… Bir tarafıyla hilafet demekti. Toplayan ve birleştiren demekti yetmiş iki milleti bağrında. Farklılıkları bir eden, bir temelde tevhid eden demekti şehir.

Şehir çok manaya gelmek demekti hâsıl-ı kelam. Fakat şimdilerde özellikle büyük şehirler çile demek, trafik demek, israf demek, beton demek, oyunsuz alanlar demek, kırsala özlem demek oldu maalesef.

Medinesini yitiren, medeniyetini nasıl tutacak elinde?

İçinde insanı büyüten şehirleri kaybedip, bilakis insanını öğüten olmuşsa şehirleri, medeniyet tasavvurundan bahsetmek ne kadar mümkündür?

Son zamanlarda Sayın Başbakan İstanbul hakkında bazı açıklamalarda bulundu. İnşallah dedik hep beraber. Umutlandık. Biz de tarihe çevirdik gözümüzü. Nihayetinde bir elimiz anahtarı tutarken, diğer elimiz de kapısını aralıyor zaman zaman malumunuz. Biz Osmanlıca Eğitim ve Kültür Dergisiyiz, değil mi?

Gözümüze Osmanlıda İstanbul’a vize uygulandığını gördük. Her ne kadar –siyaseten- ülkeler arası vize uygulamalarının kalkmasına yönelik çalışmalar hızla devam etse de, o günün şartlarında bazı hususlardan dolayı vizenin uygulandığını görüyoruz. İstanbul için günümüzde de olur mu tarzı bazı konuşmalar olmadı değil. Hele İstanbul’da trafik ve sair sıkıntıları yaşayan insanlar hemen kulak kabartacaklardır.

Biz gündemimize buradan bakarak tarihten bir sayfa açmak ve durup düşündürmek istedik. Hem belge okuyalım hem de o günden bir düşünce ve uygulamayı tefekkür edelim istedik. Buyurun belgeler sizi bekler.

Diğer taraftan dergide yine zengin içerikli yazılarla buluşacaksınız. Okumanızı ilerletirken bir taraftan da farklı malumatlara sahip olabileceksiniz. Meyveyi devşirmek için köklerimize yol arayacağız. Bizi bulduğumuz nispette de etrafımızı ve dünyayı tanıyacağız inşallah.

Bu ay dergi fuarına katılıyoruz. Sizleri de bekliyoruz. İstanbul’da Sirkeci Tren Garı’nda olacağız. Seminer tarzında faaliyetlerimiz de hız kesmeden devam ediyor şükür. Üniversitelerde açılan Osmanlı Türkçesi Toplulukları, liselerde öğrencilerimizin gayretleriyle çıkan dergiler bizleri sevindiriyor. Eksik fakat az da olsa her tarafta bir çalışma var.

Daha iyi ve daha güzeli için hep beraber çalışmaya devam.

=>DERGİYE ABONE OLMAK İÇİN TIKLAYIN...
=>Osmanlıca Eğt. ve Kültür Dergisinin " www.osmanlicadergi.com " Adresini de Ziyaret Etmenizi Tavsiye ederiz...


* Yorum eklemek için Üye Girişi yapınız.
Pozitif Oran 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00