OSMANLICA EĞİTİM VE KÜLTÜR DERGİSİ AĞUSTOS 2017

  • 0.0 Yorum var.
  • Ürün Kodu : 04 02 17 08
  • Marka : SÜEDA

  •  
  • Toplam Fiyat
  • Fiyatı
    1,40 TL + KDV
  • Adet :
  • Çevirmen
  • Yayın Tarihi
  • ISBN
  • Baskı Sayısı
  • Dil
  • Sayfa Sayısı
  • Cilt Tipi
  • Kağıt Tipi
  • Boyut
  • Aynı Gün Kargo
  • En Ucuz Ürün
  • Fırsat Ürünü
  • Hediyeli Ürün
  • Hızlı Kargo
  • İndirimli Ürün
  • Özel Ürün
  • Sınırlı Sayıda
  • Şok fiyatlı
  • Yeni Ürün
  • Ücretsiz Kargo

Ağustos Ayı Başmuharrir Yazısı

Tarih ve Millet

Unutmadık! Unutmayacağız! Unutturtmayacağız! Bugünlerde sık duyduğumuz bir söz, değil mi? Neden, çünkü bugün yüz yüze geldiğimiz problemler, çoğu kez dünden unuttuklarımızın tokadıdır; bugün bunu daha iyi anlıyoruz.

Abdülbâki Gölpınarlı’nın şu sözü takıldı gözüme: “Dünü bilmeyen bugünü anlayamaz; bugünü anlamayan yarını göremez, yarını inşa edemez; hatta dünden gelen hamlelerin nedenlerini bile düşünemez.”

Yani kör, sağır, dilsiz ve dahi elsiz oluruz. Karanlıkta kavga etmeye çalışan ya da her an nereden geleceği belli olmayan bir tokadın korkusuyla sersemleşen bir varlığa döneriz.

Geldiğimiz noktada Peyami Safa’nın şu satırları bize ışık tutsun: “Tarihinin sürekliliğini kaybeden bir millet, her şeyini kaybetmeye mahkûmdur. Hafızası parça parça kopmuş bir akıl hastası gibi, geçmişiyle, hatıralarıyla ve benliğini terkip eden bütün varlık unsurlarıyla ilgisi kesilmiştir. Yabancı tesir ve müdahalelere, yabancı korumaya hazır ve muhtaç bir halde, önce bağımsızlığını sonra da bütün milli şahsiyetini ve varlığını kaybeder.”

Hani sık sık tekrarladığımız bir sual var: “Biz nasıl bu hale geldik?” Belki de bu suali şöyle sormamız daha uygun olacaktır: “Biz nasıl oldu da bir şekilde biz olarak kalabildik?”

Kıymetli arkadaşlar! Biz, kökü mazide bir milletiz. Her rüzgârda savrulacak ve yıkılacak bir devlet değiliz. Sarsıldığımız, yara bere aldığımız muhakkaktır, fakat kader-i İlahi bu millete bir vazife tavzif etmiş olacak ki, yokluğa mahkûm etmemiştir. Her türlü tasallut ve saldırılara karşı ayakta kalabilme imkânı vermiştir.

Bu millet ve devlet, köklerine ma-i hayat veren İslamiyet ve buna bağlı teşekkül eden kadim kültürü ile devasa bir çınardır. Dalları ve meyveleri üç kıtayı tutmuştur. Bize düşen, bağlı olduğumuz manevi toprağın kıymetini bilmek ve köklerimizi o toprağa sıkı sıkıya rabt etmektir.

Kâzım Karabekir’in ifadeleriyle, “Bir çınar için toprak altındaki kökleri ne ise -ve bu kökler kurudukça çınar nasıl kurumaya başlarsa- bir millet için de tarih odur. Tarihini bilen millet, kökü sağlam çınar gibidir. Zamanla eski adet ve ananesini, yaşayış tarzını unutan, tarihini bilmeyen, ecdadının neler yapmış olduğundan haberi olmayan bir millet, kendini ayakta tutan köklerinden birkaçını kurutmuş demektir. Tarih okuyarak onu sulamak lazımdır.”

Bu ay da dergimizde tarihle irtibat kurduracak Osmanlıca ile ilgili pratik bilgiler ve tarihten alacak çok derslerimize katkı sağlayacak çalışmalar bulacaksınız. Bağımızı güçlendirmek için, nice güzel metinler dergide sizleri bekliyor.

Unutmadık, unutmayacağız!

Dergimize abone olun, her ay kapınıza gelsin. Abone olmak için lütfen tıklayınız.

Dergimizin web sitesini ziyaret ederek okuma çalışmaları yapabilir, dergimiz hakkında ayrıntılı malumata sahip olabilirsiniz. Ziyaret etmek için lütfen tıklayınız.

* Yorum eklemek için Üye Girişi yapınız.
Pozitif Oran 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00